Atatürk
BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 29.06.2020| Okunma Sayısı: 824

BASINA, MESLEKTAŞLARIMIZA VE KAMUOYUNA

            Sayın basın mensupları, değerli başkanlarım ve kıymetli meslektaşlarım! Bildiğiniz üzere partili Cumhurbaşkanının vermiş olduğu talimat sonrası hükümet düğmeye basmış ve Barolar ile Barolar Birliğinin yapısında “menfi” köklü değişiklikler yapmayı ve bu vesile ile “savunmayı” tahakküm altına alacak yasa değişikliği hazırlıklarına başlamıştır. İşin üzücü tarafı bu yasa değişikliğini hiçbir baro onaylamazken Barolar Birliği Başkanı tarafından desteklenmiş olmasıdır.

 

            Hükümet ve destekçisi konumundaki diğer siyasi parti, çoğunlukçu bir zihniyetle yasa çıkarma yetkisini bir silah gibi kullanarak “savunmayı” tahakküm altına almaya ve “susturmaya” çalışmaktadır. “Savunmaya” ve dolayısıyla tüm topluma yönelik bu hukuksuzluğun yasayla meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Bu hukuksuzluktan vazgeçilinceye dek susmayacağız, durmayacağız!

 

            Partili Cumhurbaşkanının ve siyasal iktidarın “ileri demokrasi” anlayışının nereye doğru evrildiğini hep birlikte müşahede etmekteyiz. Siyasal iktidar “güçler ayrılığı” ilkesini tümden rafa kaldırdığını, “bağımsız yargı” ilkesini hiçe saydığını ve her defasında yargıya müdahale ettiğini; Partili Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesinin kararı için “Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” deyişinden, tahliye edilmesi gereken Selahattin DEMİRTAŞ hakkında tekrar tutuklama kararı verilmesi sonrası “biz bunları bırakamayız!” deyişinden, Gezi davasında beraat kararı veren ve Osman KAVALA’yı tahliye eden mahkeme heyeti hakkında inceleme ve soruşturma başlatılmasından, İbrahim Gökçek’in ölümüne üzülen Hâkim Ayşe Sarısu Pehlivan’ın görevden uzaklaştırılarak hakkında inceleme başlatılmasından biliyoruz. Bu şekilde yargıyı bağımlı hale getirme çabası bu kez de çoğulcu demokrasi ve hukukun üstünlüğü adına son kale olarak gördükleri barolara ve bağımsız savunmaya yönelmiş durumdadır.

 

            Siyasal iktidar “ileri demokrasi” dediği toplumu bölme ve bu şekilde tahakküm altına alma hırsı bu kez de hukuksuzluklarına ses çıkartan barolara ve dolayısıyla “savunmaya” yönelmiş durumdadır. Barolar parçalanmak, niteliksizleştirilmek ve susturulmak istenmektedir. Bu yolla esasen, toplumun sesi kesilmek, bireyler temel hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılması karşısında savunmasız bırakılmak istenmektedir. Baroların yapılarının değiştirilmesinin bunlardan başka amacı yoktur. Zira baroların yapısının değiştirilmesinin hangi ihtiyaçtan doğduğu, hangi toplumsal veya mesleki maksada hizmet edeceği izah edilememektedir. İstisnasız tüm baroların, Metin Feyzioğlu hariç Barolar Birliği yönetiminin, muhalefet partilerinin ve kamuoyunun karşı olduğu bu yasa değişikliğinin savunmayı susturmaya dönük olduğunu biliyoruz.

 

            Ancak Molierac’ın dediği gibi “Görevimizi yaparken kimseye ne müvekkile ne hakime, hele ne de iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. … Avukatlar tarih boyunca köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı!”

 

            Bu anlayışla Urfa Barosu olarak bir kez daha haykırarak diyoruz ki;

 

            SUSMAYACAĞIZ, BİAT ETMEYECEĞİZ, DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ!

            SAVUNMAYI DURDURAMAYACAKSINIZ! BİZ KAZANACAĞIZ!

ETKİNLİK TAKVİMİ

Calendar
Title and navigation
Title and navigation
<<<Nisan 2024><<
Nisan 2024
 PSÇPCCP
1325262728293031
141234567
15891011121314
1615161718192021
1722232425262728
18293012345

26.04.2024
AV. ABDULLAH ÖNCEL
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.