Atatürk
BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 25.11.2019| Okunma Sayısı: 825

BASIN AÇIKLAMASI

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ

 

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla BM Genel Kurulu kararı ile ilan edilen gündür. BM Genel Kurulu 1999 yılında 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etmiştir. O günden beri de birçok ülkede kadınlar, sokaklara çıkıyor, erkek-devlet şiddetine karşı seslerini duyuruyor ve mücadeleye çağırıyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü, tüm kadınlar için önemli bir eylemsellik günüdür. Dünyanın birçok kentinde sokağa çıkan kadınlar, cinsel şiddete ve erkek-devlet şiddetine karşı farkındalık yaratmaya çalışmaktadır.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün geçmişten günümüze uzanan kanlı bir tarihi vardır;

25 Kasım 1960'ta Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel'in cesetleri bir uçurumun dibinde bulunması üzerine; Mirabel kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıkmış ve onlar diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü olmuşlardır.

Mirabel kardeşlerin öldürülmesinden sonra ertesi sabah gazetelerde bu ölümlerin bir kaza sonucu meydana geldiğini anlatan bir haber çıkmıştır. Ama gerçek göründüğü gibi değildir. Mirabel kardeşler, ülkelerinde siyasal özgürlük için kararlılıkla mücadele ederek Latin Amerika'daki diktatör Rafael Leonidas Trujillo'ya meydan okumuştur. Bu yüzden diktatörlük tarafından zulme uğrayarak pek çok kez hapsedilmiş ve en son olarak da 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkenceyle vahşice katledilmiştir. Sonrasında, bu katliam kayıtlara "araba kazası" olarak geçmiştir. 1981'de Dominik Cumhuriyeti’nde toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kabul edilmiş ve bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler, 17 Aralık 1999'da, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar vermiştir.

Mirabel kardeşlerin ölümünün üzerinden yarım yüzyıl geçmiş olmasına rağmen dünyanın her yerinde kadınlar her alanda sömürülmekte fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalmakta ve bunun sonucunda öldürülmektedirler. Kadınların rengi, dili, dini ülkeleri değişmekte ancak uğradıkları şiddetin kaynağı olan erkek egemen sistemin kendisi değişmemektedir. Nüfusunun %49,8 'inin kadın olduğu Türkiye cinsiyet eşitliği sıralamasında, Dünya Ekonomik Forumu Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporuna göre 145 ülke arasında 130 'ncu sırada yer almaktadır. Türkiye İstatistik Verilerine göre okuma yazma bilmeyen kadın oranı erkeklere göre 5 kat daha fazladır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Kadına yönelik aile içi şiddet araştırmasına göre her 10 kadından 4'ü eşi ya da birlikte olduğu kişi tarafından şiddet görmektedir. Şiddet gören kadının % 89'u hiçbir yere başvurmamaktadır.

Kadına yönelik şiddet, ulusal ve uluslararası tüm gelişmelere rağmen, coğrafi sınır, ekonomik gelişmişlik ve öğretim düzeyine bakılmaksızın tüm dünyada ve kültürlerde yaygın olarak görülen evrensel bir sorundur.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2015 yılında 303 kadın katledilmiştir. 2016 yılının 11. ayına kadar ise; en az 236 kadını katledildi, 71 kadına tecavüz edildi, 368 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunuldu, 282 kadına ise şiddet uygulanmıştır. 2018 yılında ise 363 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür. Türkiye'de yaşayan en az her üç kadından birinin fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kaldığı araştırma sonuçlarıyla sabittir.

Öldürülen kadınların büyük çoğunluğu ayrılmak veya boşanmak istedikleri sevgilileri veya eşleri tarafından öldürülmüştür. 18 yaşının altındaki çocuklar en çok birinci ve ikinci derece akrabaları, öğretmenleri, komşuları tarafından istismara uğramıştır. Kayıtlara intihar olarak geçen ancak intihar olduğu belirsiz olan birçok kadın ölümü yaşanmıştır.

Kadınların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kadınları koruyan ve şiddet uygulayanı caydırıcı ciddi hukuki düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Türkiye'deki yasal düzenlemelerin tarafı olduğumuz CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi gibi Uluslararası Sözleşmelere uygun olması gerekmektedir. Kadına   Yönelik   Şiddetle   Mücadele   her   alanda uygulanmalı, tüm kadın dernekleri bağımsız STK'lar ve Barolar Kadına Yönelik Şiddeti Önlemeye yönelik caydırıcı yasa ve politikaların yapım ve uygulama süreçlerine dahil edilmesi zorunluluktur.

Kadına yönelik şiddetle mücadele; çok yönlü, bütüncül bir yaklaşımı ve toplumun tüm kesimlerinin ortak ve kararlı mücadelesini gerektirir. Dolayısıyla, disiplinler arası bir yaklaşımla çalışmaların yürütülmesi ve ilgili tüm tarafların önleme, koruma, cezalandırma ve politika boyutuyla sürecin içinde yer alması son derece önemlidir.

Basın açıklamasını yaptığımız şu saatlerde dahi dünya üzerinde her iki dakikada bir kadın fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz bırakılmaktadır. Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak “Kadına yönelik şiddete ses çıkaramayan, önleyemeyen, gerekli yaptırımları uygulayamayan bir toplum yok olmaya mahkumdur!” diyerek;

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne dikkat çekmek istiyoruz. 25.11.2019 

               

                                                               ŞANLIURFA BAROSU

KADIN HAKLARI KOMİSYONU

ETKİNLİK TAKVİMİ

Calendar
Title and navigation
Title and navigation
<<<Nisan 2024><<
Nisan 2024
 PSÇPCCP
1325262728293031
141234567
15891011121314
1615161718192021
1722232425262728
18293012345

24.04.2024
AV. ABDULLAH ÖNCEL
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.